İLETİŞİMDE AKTİF DİNLEME

İletişim bireyin karşısındaki tarafından anında ve açıkça anlaşılmasını sağlayacak şekilde kendisini ifade etme davranışıdır, iki kişinin karşılıklı etkileşimi söz konusudur.
Mesajlar sözlü ve sözsüz olmak üzere iki türdür. Sözel İletişim kullanılan özel sözcüklere, ses tonuna, sesteki iniş ve çıkışlara işaret eder,
Sözsüz iletişim ise, beden diliyle ilgilidir, beden dilini beş temel davranış grubunda toplamamız mümkündür:
1.    Göz teması: sözsüz iletişimde kişilerin uyumlu bir etkileşime kolayca geçmeleri için ilk bağlantı noktaları gözlerdir, bu nedenle göz teması insan iletişiminde önemli bir yere sahiptir. Ancak göz temasıyla ilgili gözetilmesi gereken bazı noktalar da vardır. Bazı kişiler iletişim esnasında çok az ve çok kısa süreli göz temasında bulunabilirler. Karşıdaki kişinin böyle bir özelliğinin olduğunun fark edilmesi durumunda, göz temasını mümkün olduğunca kısa kesmekte yarar vardır. Bu tür kişilerle ısrarlı göz teması kurmak, karşımızdaki kişi için iletişimi rahatsız edici bir duruma getirebilir. Bu nedenle karşıdaki kişinin göz teması konusunda sergilediği tavra dikkat etmek çok önemlidir. Karşıdaki kişi göz temasını önemseyen biri olması halinde bile, gözleri hafif sağa veya sola kaydırarak göz temaslarının aralarına kısa süreli molalar yerleştirilmelidir, çünkü sürekli göz teması zaman içinde olumsuzluk yaratabilir.
  1. Baş ve İnce Yüz Hareketleri: Karşıdaki kişinin mesajını almaya hazır olunduğunu ve dinlendiğini göstermek için yapılabilecek en yalın baş hareketi onaylamadır, yani başı öne ve arkaya yavaşça hareket ettirmektir. Burada önemli olan, mesajı gönderen kişinin mesajına egemen olan duyguyu yakalamak, mesajında özellikle neyi vurgulamak istediğini anlamak ve onay hareketini söz konusu duygunun veya vurgulanan düşüncenin dile getirildiği zamanlarda yapmaktır. Anlaşılacağı gibi, başla onaylama hareketinin zamanlaması da önem kazanmaktadır, çünkü sık sık baş sallama, karşıdaki kişiyi, neyin dinlenip dinlenmediği veya neyin onaylanıp onaylanmadığı konusunda belirsizliğe itebilir. Başı bedenle birlikte geri çekme hareketi ise, iletişimden çekilmeyi yansıtan bir davranıştır. İletişimde ince yüz hareketleri, yani mimikler de duyguları yansıtmaları bakımından önemlidir. Örneğin, kaş çatma, alın kırıştırma kızgınlığa, kaşların kalkması ve gözlerin biraz açılması şaşkınlığı işaret edebilir.
  2. Kol – Bacak Hareketleri ve Beden Duruşu: kol ve bacak hareketleri de kişinin duyguları açısından bazı ipuçları verebiliri, kişinin kollarını göğüs hizasında kenetlemesi, kişinin karşısındakinin görüşüne kapalı; iki yana açık tutması ise karşı görüşe açık olduğunu ifade eder. İki yana sallama, ayak parmakları üzerinde yaylanma gibi bacaklarda genelde bir hareket gözlenmesi, kişinin bir tedirginlik içinde veya stres altında olduğunu yansıtır, bedenin dik duruşu ise, kişinin kendinden emin olduğuna işarettir.
  3. Mesafe: duygularda bir yakınlaşma olmasının en somut göstergesi, iki insan arasındaki mesafenin azalmasıdır. İşitsel kanalı baskın bir kişi ile iletişime geçme durumunda, mesafe görsel ve kinestetik kanallar baskın kişilere oranla daha az önemlidir. Mesajlarda duyguları algılamaya eğilimli olan kinestetik algılaması baksan kişilerde, mesafe özellikle önem taşır. Hatta bu kişilerde, mesaja uygun olması koşuluyla, mesafenin hafif ve kısa süreli dokunma davranışıyla sıfıra indirilmesi, mesajın gücünü daha da arttırır. Benzer bir şekilde, mesajların nasıl gönderildiğine duyarlı olan görsel kanallar baskın kişilerde de, mesafe önemle üzerinde durulması gereken bir beden dili türüdür. Bu nedenle, mesafenin özellikle kinestetikler ve görseller için kısa tutulması büyük önem taşır. 1.5-3 m. Sosyal mesafe olarak kabul edilir. 3 m.den sonra ilişki kurmak zorlaşır. Yakın olunan kişilerle aradaki mesafe 30 cm. den başlar.
  4. Oturuş Düzeni: her görüşmede, ille de iletişim sürecini işletmek gerekmez.  Örneğin görüşmenin amacının danışma olduğu ve karşıdaki kişinin karara bilgi sağlama dışında karışmayacağı durumlarda, toplantıya katılan kişilerin oturuş düzeni önem taşımaz. Buna karşılık, çözümünü hiç kimsenin bilmediği belirli bir sorunla ilgili olarak herkesin görüşünün alınmasının ve herkesin ortak bir çözümde birleşmesinin gerektiği bir toplantıda ise, birinin masa başına oturması, toplantının anacıyla ters düşen bir oturma biçimidir. Bu durumda yuvarlak masa ise, en iyi oturma düzenini sağlar. Kişiler nereye otururlarsa otursunlar, fiziksel anlamda eşit durumdadırlar. İletişimde önemli olan da budur. Etkin iletişim, mesajı alanın mesajı gönderenin amaçladığı şekilde mesajı yorumlaması sonucunda gerçekleşir.
·         Sorunu olan birey karşılanmayan bir gereksinimi olduğu için bir mesaj iletir. Dengesi bozulmuştur.
·         Aktif dinleme yöntemini kullanan kişi, karşılıklı iletişimle mesajı gönderen kişiyle derinlemesine ilgilenir.
·         Dikkatini gönderilen mesajın ne anlama geldiği üzerinde yoğunlaştırır.
·         Sonra, mesajı alan kişi (Dinleyen), anladığını kendi cümleleriyle mesajı gönderen kişiye iletir, yani mesajı gönderen kişiye geri yansıtır ki buna geri bildirim (Feed Back) denir. Böylece doğru anlayıp anlamadığını denetler.
·         İşte bu geri bildirim prosedürüyle, dinleyen, mesajı gönderen kişiye doğru olarak anlaşıldığına ilişkin bir kanıt vermiş olur,
·         İnsan anlaşıldığını hissetmeden kabul edildiğini zor anlar.


Kaynak: YAŞAM BECERİLERİNİ GELİŞTİRME KILAVUZU

Yorumlar