İlk olarak Günaydın Vietnem'la tanışmıştım Robin Williams'la. Savaşın ortasında bile iyimserliği elden bırakmamayı öğremişti. Ölü Ozanlar Derneği ise sadece bir film değil, hayat rehberiydi. Güvendi, sevgiydi, özgürlüktü. Ergenlik denizinde benim için adeta bir pusulaydı. Hele Kuş Kafesi, marjinal karakterlerin bir araya geldiği filmde aile olmak kavramı ne güzel işleniyordu.
Can Dostum, Aşkın Gücü, Patch Adams, Balıkçı Kral unutamadıklarımdandır. Filmleri unutursunuz, ama hissettirdiği duyguları asla. Gençliğimin kılavuz filmlerini ve hissettirdiklerini nasıl unutabilirim.
Ölü Ozanlar Derneği, 11 Ağustos 2014'te öğretmenini kaybetti. Ama hissettirdiklerini kaybetmemek umuduyla...
İntihar olmasın diye düşünmek istiyor insan..
YanıtlaSil