TEMBEL KOCALAR

     Bir çok kadın şikayetçidir , eşlerinin yeterince ev işlerine ve çocuk bakımına yardımcı olmadığından. İşten gelir gelmez televizyon karşısına geçmeleri, akşam yemeğinden sonra  dinlenme pozisyonuna geçmeleri kadınları çileden çıkartır. Hele Hansel&Gratel misali kirli çorapları evin çeşitli köşelerine bırakma huylarından hiç bahsetmek istemiyorum bile. 
     Hele kadın da çalışıyorsa ve erkek hala bir o kadar rahat ve duyarsızsa bulaşıklar daha bir hışımla yıkanır, elektrik süpürgesi  daha bir sert kullanılır. Evet, ortak yaşam kolay değildir. Aile yaşantısını  üniversitedeki ev arkadaşlığına benzetecek olursak, anne en sesi çıkmayan en becerikli ve en sabırlı üyesidir topluluğun. 
     Ama madalyonun diğer yüzünü çevirmekte de fayda var diyorum. Erkeklere evliliğin ilk günlerinden itibaren bebek muamelesi yapan bir eşin işi ileride oldukça zor olacaktır. 'Mutfağa girmesin, kırıp döküyor. Yatakları toplamasın, beceremiyor. Toz almasın, ıslak bırakıyor' gibi eleştirilerle erkeklere ilk başta biz kadınlar beceriksizlik tacını takıyoruz. 
     İki kişilik hayatta işler daha çabuk biter, ev zor dağılır-çabuk toplanır, yemek dert değil-keyiftir. Bu yüzden erkeklerin yardımına hiç bir zaman ihtiyacımız olmayacak gibi düşünürüz. Ancak, çocuklu hayata atılan ilk adımla birlikte ev işleri büyür de büyür. Ütü, çamaşır, temizlik bitmez. Çocuğun bakımı ise ayrı bir muammadır. Bu noktada erkekleri yedek kulübesinden oyuna almak isteriz. Kimisi candır, hemen oyuna girer. Kimisi de  inatçıdır, biraz ayak sürer.
      Lafın kısası tembel kocaları en çok biz kadınlar yaratıyoruz aslında. Hayat ortaksa, geç kalmadan oyuna almakta fayda vardır derim. 

Yorumlar

  1. Bunu bekarların gözardı etmemesi lazım. En azından yolun en, en başından bunu önleyebiliriz. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle, erken müdahale evlilik kurtarır:)

      Sil
  2. ilk iki paragraf direkt biz :) Teşekkür ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yalnız değilsin:) İlgilendiğin için ben teşekkür ederim:)

      Sil
  3. Çok güzel bir yazı ((: Hayat müşterek diyoruz, ama dur yapamazsın demekten de kendini alamıyor kadınlar, nasıl olacak bu iş (((:

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah biz aklı karışık kadınlar, kararsızlığımızdan dolayı onları bu hallere sokuyoruz zaten...

      Sil
  4. Yukarıda resmini koyduğun diziye bayılırdım.Bandy ailesi yanılmıyorsam.Oradaki kadın süper rahattı,keşke onun gibi olmayı başarabilsek:)Ben denemeye değer diyorum.Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Al Bundy tembel kocaların tipik komedi versiyonuydu. Evet, ben de bayılırdım bu çılgın aileye:)

      Sil
  5. Bence ilk başta annenin oğlunu nasıl yetiştirdiği önemli. Adam o yaşına kadar hizmet edilmeye alışmışsa ondan sonra çok zor. Ben şanslı gruptanım, saolsun kayınvalidem kendi işini yapacak şekilde yetiştirmiş eşimi. Ama çevremde öyle erkekler var ki karısı ne yaparsa yapsın umurunda olmuyor. Maalesef alışkanlıkları değiştirmek zor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Özge sana kesinlikle katılıyorum. Anneler, oğullarını iş görmez raporu ile evlendiriyor çoğu zaman. Ama bu durumlarda kadınlar pes etmemeli derim ben. En azından bebek gelene kadar iyi bir kurs uygulayabilirler:) Ama kimi durumlarda var ki Miss Marmelat'ın belirttiği gibi biz kadınlar kıyamıyoruz.

      Sil
  6. çok doğru yazmışsınız ben yeni evlenen kuzenime geçen gün kahramanlık yapmaya çalışma yemeği ben yapıcam temizliği ben yapıcam marifetliyim moduna geçme şu anda yorulsanda yaparsın ama çocuk olunca sen yapamayınca bu seferde o rahatlığa alıştıkça yapmayabilir dedim doğru abla haklısın dedi:)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder