Ne Var Ne Yok

       
       Görüşmeyeli epey zaman oldu dostlar. Halbuki, bir kaç sene öncesinde her gün yazdığım zamanları hatırlıyorum. Bahane mi? Bahanesi yok, bildiğiniz tembellik işte. Instagram sosyal medyanın tüm iplerini ele geçirmişken, blogumun boynunu bükük bırakmak inceden canımı sıkıyordu. Bu akşam yazarım, yarın sabah paylaşırım, laptopun  şarj aletini bulamadım derken ben bu ara Esra'dan Dünya'yı çok fena ihmal ettim. Halbuki yazmak beni en çok mutlu eden eylemlerden biri. Ama akıllı telefonların gazına gelip aklını yitirenlerden biri de benim. İtiraf ediyorum. Bu kadar itiraf sonrası neler yaptım neler ettim kısmına gelelim.

          Bahar geldi geçiyor, ben hala bir çiçek resmi paylaşmamışım. Olacak iş değil. Ömrümde gördüğüm en karlı ve soğuk kıştan sonra bir yeşil yaprağa hasretken şimdi acısını çıkarmak istiyorum izninizle. Ayvalar, kirazlar, portakallar, erikler çiçeklere durmuş güneşi selamlarken insanın içinden dertleri  alıp götürüyor. Bu bahar annemler tavuk sektörüne hızlı bir giriş yaptı. Bu duruma en çok tabii benim Peter Pan'lar sevindi. Geh billi bili diye peşlerinde koşup ota, çamura bulanmalarını izlemek oldukça keyifli doğrusu.








           Küçümenim Ege, bu sene ilkokulu bitiriyor. Seneye ortaokul öğrencisi olacak inşallah. Değişen müfredat, yeni sitem derken seneye yoğun bir tempo bizim evi bekliyor belli ki. Tüm öğrenciler için mutlu başarılarının olduğu bir eğitim hayatı dileğindeyim. Ama keşke özel yetenekleri ve zeka türlerine göre eğitim alıp değerlendirilebildikleri bir sistem olsa. O zaman anne babaların eğitimle ilgili en büyük sıkıntıları sona erecektir. Neyse bu bambaşka bir konu. Bunu başka zaman kaynatırız artık.

            Seramik kolye denemelerimi daha önce yayınlamıştım. Bir heves başlayıp, sonra gönlüm geçti sanmayın. Epeyce bir üretim yaptım ancak , tembellikten paylaşamadım işte. Okulumuzda düzenlenen kermese ben de çorbada  tuzum olsun diye kolyeler hazırladım. Karşılık beklemeden, sadece minik bir katkı için bu işle uğraşmak beni çok mutlu etti. Sadece ben değil tabii, arkadaşlarımla birlikte süper bir takı tezgahı hazırladık. Özellikle Aslım , tek tek takıları organize etti, düzenledi. Öğretmen arkadaşlarımın hediye kolyeleri, fularları, bileklikleri derken hem kaynaştık hem de okulumuza katkı da bulunduk. Birlikte büyük emek harcadık, yorulduk, eğlendik, kimi zaman da dertlendik. Ama hepsine değdi neticede. Aslı, Emel, Çiğdem, Eylem, Gülsevil, Fatma, Elif, Özlem, Aynur, Emine, Duygu, Esma, Gülsüm... aklıma adları gelenler. Katkıda bulunan tüm arkadaşlarıma on yüz milyon kere teşekkürlerimi sunuyorum efenim.




          Sınavlar, projeler, etkinlikler derken bir eğitim öğretim yılının daha sonuna geldik. Geldik gelmesine de ben de fıtık diye bir arkadaşla tanıştım bu arada. Şimdi evde raporlu olarak istirahat halindeyim. Her gün fizik tedavi alıp, kuzu kuzu evimde oturuyorum. Ama çarşı pazar gezmek istiyorum, bahar temizliği yapmak, köpük köpük iş yapmak istiyorum ama zalim fıtık, büktü belimi. Buna da eyvallah diyorum, zıp zıp zıplayacağım günleri dört gözle bekliyorum.


Yorumlar