Yavaş Yaşamak

     
         Ne çok özlemişim, yavaş yaşamayı. Çocukların ve benim okulumuzun olmadığı zamanların kıymetini seneler geçtikçe daha iyi anlıyorum. Sanırım bunda benim oğlanların büyümesinin de etkisi büyük. Ama bir yandan okullu hayatımız da bir o kadar hareketli ve aksiyon açısından bereketli.

        Malum , hayatta en telafisi olmayan şey zaman. Bu yüzden fazla uyumayı, boş oturmayı hiç bana göre değil. Çocukken de böyleydim işte. Kendi kendime bir şeyler icat eder dururdum. Sonuç mutlak başarı olmazdı elbette. Şimdi de öyle ya gerçi. İşte bu kıymetliler kıymetlisi tatilimde zamanımı nasıl mı geçirdim?

          Kitaplarımla sabahın erken saatlerinde buluşmayı ezelden beri pek severim. Sokaklar, evler, odalar sessiz sedasız iken romanımın kahramanlarımın sesleri yankılanmalı zihnimde. Tatilden istifade Kürk Mantolu Madonna'dan bu yana aklımda olan İçimizdeki Şeytan'a vakit ayırabilmenin mutluluğu içindeyim. Hele yanında sütlü , şekersiz kahvem de varsa değmeyin keyfime.

      Instagram, Pinterest derken aklıma takılan bir dünya projeye de göz kırpma zamanı bulabildim. Kasnak, ip, iğne derken çarpı çarpı modellere takılıverdim. Ama itiraf ediyorum, ciddi sabır işi.  Hele büyük desenleri işleyen arkadaşları canı gönülden tebrik ediyorum. Önceleri el emeğinin kıymetini pek bilmezdim. Ama şimdi, göz nuru deyiminin boşa olmadığını çok iyi anlıyorum. Kadın elinin değdiği her şey bir anda nasıl da güzelleşiyor. Çeyizlerdeki binbir ilmekle örülen bir köşede bekleyen el işlerine yeterli kıymeti veremediğimizi düşünüyorum.

 


           Ben neticede sabırsız bir insanım. Yaptığım işler bir anda bitsin, hemen hokus pokus olsun istiyorum. Zaten tatilin bitmesine de az bir zaman kaldı. Ama bu zaman diliminde hem çocuklarımla keyifli, telaşsız zamanlar geçirebildim. Kahvesi, kitabı, eğlencesi, dinlencesi bol bir tatili geride bırakırken okulumu da özlediğimi hissettim. Her sabah iki dirhem bir çekirdek hazırlanmak, insanların arasında bir olmak, yüzlerce çocuğun sesine karışmak , güzelmiş. Bu tatilde, bu telaşsızlıkta bir de bunu anladım. 
           
            Hayata şikayetle değil, şükürle bakmanın ne demek olduğunu yıllar geçtikçe anlıyor herhalde insan. Telaşa da telaşsızlığa da şükürler olsun...



Yorumlar