PAPATYA DURUŞU


   
         Papatya duruşu sergileyebilmek önemlidir hayatta. Sadelik ve asaletin altın oranı papatya gibi olabilmek. En çetin kayaların  bile altından inatla ve gururla başkaldıran ama bir yandan da gelin çiçeği olup nazlı nazlı salınan başka bir canlı yok zaten bu dünyada. İşte bu yüzden papatya duruşu diye bir şey var benim için.

         Nice zamandır doğaya, toprak kokusuna , denizin tuzuna hasretimden dem vurup duruyordum. Nihayet yazlıkçı moduna girmiş bulunuyorum. Parmak arası terliklerim, ayçekirdeklerim ve salaş ruhumla özgürlüğüme kavuştum en nihayetinde.

        Anne ve babamın huzurlu ve güneşli bahçesinde kışın biriktirdiğim tüm negatif enerjiden kurtulup nirvanaya kavuşurum artık.

         Tabii iki erkek çocuklu delişmen hayatımda stresten uzak iki ay nasıl geçiririm onu bilmem elbette. Neyse olumsuzlukları bir kenara atıp güzelliklere odaklanıyoruz değil mi? Ramazan ayında da sadece ruhlarımızın değil tüm evrenin huzura kavuşmasını diliyorum öncelikle.  İyilik için o kadar çok bahane var ki aslında, ama her ne hikmetse aç ruhumuz güzellikleri hep ıskalayıp duruyor işte.


             İşte papatya bir aile. Yan yana, huzurla , birlikteyken daha güçlüler daha güzeller.



             Bir arıya bu kadar çok yaklaşmanın getirdiği adrenalin beni bir yıl idare eder eminim. Nat Geo Wild'a belgesel çekiyor gibi hissettim bir an kendimi. Sanırsın Serengeti'de ceylan kovalayan aslanın fotoğrafını çekiyorum. Hemen de havaya giren bir yapım var işte.

       

           Adını sanını bilmediğim bu  iki güzellik de sanki iki yakın arkadaş baş başa vermiş bir şeyler kaynatıyor. Çok hoşuma gitti muhabbetleri ama fazla kalamadım başka ziyaretlerim de vardı çünkü. 


              Sardunyalar bana hep eski zamanların mutluluğunu hatırlatır. Neden bilmem çok severim. Hele böyle yeşil yapraklara gökteki  beyaz   buluttan minik  bir parça kopmuşcasına  olursa, daha bir severim.




                Malumunuz Pamuk Prensein rugan ayakkabı kırmızısı elması out , babamın bahçesindeki yamuk ama organik elmalar in. Artık insanoğlu elleriyle bozduğu şifasını tabiat ananın kucağında arıyor. Kurtlu elma görünce havalara uçacak hale geldik. Ne diyelim, hayırlısı...




            Ve bütün yaza damgasını vuracak dev projem. Motif battaniyede dur durak tanımıyorum. Haziranda başladığım bu projem bakalım kaç mevsim görecek kaç bayram sonra bitecek. Ben en az bir yıl diyorum.  Ama kırmızının enerjisine dayanarak belki 6 ayda da bitirebilirim. 

                Ne yapayım, maksat muhabbet olsun, renklere karıştıkça ruhum dinlensin dursun. 



Yorumlar

Yorum Gönder